İpek Böceği dut yaprakları içerisinde bulunan serizin adlı madde ile beslenirler ve gerekli olgunluğa ulaştıktan sonra ağızlarından salgıladıkları bu madde ile kozalarını kendi etraflarında örerler. İpek böcekçiliğinin uluslar arası bilimsel adı da “Sericulture” olarak anılır.
İpekböceği doğada kendi başına yaşayabilen bir canlı değildir. Özel hava ve nem şartlarında büyük bir ilgiyle yetiştirilmesi gerekir.
İpek böceklerinin yetiştirildiği mekanın ısısı 25-26 derece, nem : % 80-85
olmalı, ışıklandırmaya 6-7. günden itibaren ( 16 saat ışık, 8 saat karanlık ) başlanmalıdır. Bu da
pratikte sabah saat 04.00'ten akşamsa 22.00'ye kadar aydınlatma yaparak mümkündür.
Larvalar yem yeme safhasında çok iştahlıdırlar ve sürekli taze dut yaprağı yerler. Baş vücuda oranla küçüktür, derinin parlaklığı ve gerginliği artar. Yem yeme safhasında parlak ve gergin olan deri, deri değiştirme sonrası gevşer, buruşur ve solgunlaşır. İpek böcekleri 20-25 günlük süre içerisinde yumurtadan çıkış ağırlığının 10000 katına ulaşmıştır. Böcek erginleştiğinde genellikle 7.-9. günlerde yem yemeyi keser, tedirginleşir, başını yukarı kaldırarak sallamaya ve oldukça nemli serizin adlı sıvıyı salgılamaya başlar.
Koza, delikli, içi veya dışı lekeli, paslı, benekli (küflü), şekilsiz, çok küçük, buruşuk ve gevşek dokulu olmamalıdır.
Renginin parlak olması kozanın usulüne uygun yetiştilidiğini depoda uzun süre bekletilmediğini gösterir. Aksi halde renk donuklaşır.
Kozalar birörnek büyüklük ve yapıda olmalıdır. Genellikle bir litrede 110-150 koza bulunmalıdır. Küre veya oval şekilde olmalı, sivri veya fazla boğumlu olmamalıdır.
Kozalar iki parmak arasında sıkıldığında hemen ezilmemeli, sertliği, sıkılığı ve hafifçe esnekliği hissedilmelidir.
Koza yüzeyindeki örgüler kaba olmamalı ve ince bir örgüye sahip olmalıdır.
Kozalar ağır olmalıdır. Bir yaş koza ortalama 1.5 gramdır. İpek uzunluğu bir kozada 1000-1400 m arasında değişir.
İpeğin kalitesinin ölçü birimi “denye”dir. Kaliteli bir ipek kalınlığı fazla değişmeyen homojen yapıda olan kozalardan çekilerek elde edilir. Kozadan çekilen 9000 metre elyafın ağırlığı ipeğin denyesi anlamına gelir. Hereke halılarında kullanılan ipeğin denyesi genellikle 20-22 olamakla beraber farklılıkta gösterebilmektedir.
Tarihi ipek yolu üzerinde bulunan Bursa, ipek üretiminin ilk başladığı yıllardan beri, önemli miktarda üretimin yapıldığı illerin başında gelmektedir. Yüzyıllardır ipekçiliği ile tanınan Bursa, bu özelliğini yörede yetişen dut ağaçlarından almıştır. Ancak, son 20 yıl içinde ipek böceği yetiştiriciliğinde gerek Bursa'da gerekse ülke çapında önemli bir azalma olmuş nispi olarak bu üretim Eskişehir ve Bilecikte yapılmaktadır. Buna rağmen ipek ipliğinin büküm ve boya işlemleri halen Bursa’da fabrikamızda sürdürülmektedir.
Hereke ipek halı üretimi için büküm açısından üç tür iplik vardır. Bunlar çözgü, atkı ve ilmelik iplikler olarak adlandırılır. Çözgü iplikler tezgahın üzerine sarılmış ve düğümlerin üzerine atılacağı dikey ipliklerdir. Atkı ise her düğüm sırasından sonra yatay olarak çözgülüklerin arasından geçirilen ipliklere verilen isimdir ki Hereke halılarında biri kalın diğeri ince olmak üzere iki kez geçirilir. Çözgü tekniği sayesinde bu iki kez geçirilen atkılardan ilki aradan geçen manasında “argeç” olarak adlandırılır. İkinci geçirilen ise dokuyucuları tarafından adeta dökülerek zikzak lar halinde yerleştirildiği için “döke” diye tanımlanır